29 Nisan 2014 Salı

Türk Edebiyatı'nın İlk Tarihi Romanı


Türk Edebiyatı'nın ilk tarihi romanı olma özelliği taşıyan Cezmi, 1880'de ilk kez basılmıştır. Kitap iki cilt olarak düşünülse de ikinci cilt yazarın vefatından dolayı yazılamamıştır. 

Kitabın isminden de anlaşılacağı üzere Romanda, II. Selim döneminde İranlılarla yapılan savaşta yer alan vatansever asker Cezmi'nin başından geçen olaylar anlatılmak istenmiş olmalı ancak ilk kitapta ağırlıklı olarak Adil Giray'a yer ayrılmıştır. 

Romanda 1570 yılında İran seferinde, Adil Giray ve kardeşi Gazi Giray savaş sırasında İranlılara esir düşmesi üzerine İranlı komutan Hamza Mirza, Cengizoğullarından iki kahraman şehzadeyi esir alarak başkente götürüp şöhret kazanmak istemesi; Adil’in esirliği zamanında âmâ olan İran Şahının karısı Şehriyar ve Adil Giray'a aşık olan kardeşi Perihanla olan ilişkilerinin İran Tahtına kadar konu olan hikayeleri anlatılır. 


26 Nisan 2014 Cumartesi

1223 Kalka

31 Mayıs 1223 tarihinde Sobutay Bahadır ve Cebe Noyan önderliğindeki Moğolların Rus ve Kumanların üzerine saldıraya geçmesi ile başlayan savaştır. Moğollar fazla savaşmadan geri çekildiler. Rus-Kuman orduları zaferi kazandıklarını sanarak onları kovalamaya başladılar. Moğolların amacı onları yok edilebilecek bir bölgeye çekmekti. Ruslar ve Kumanlar Moğolları 8 gün kovaladılar. Moğollar Kalka nehri denilen nehre gelince durup savaşmaya başladılar. Savaş sonucunda Moğollar kendilerinden sayıca 4 kat üstün Rus-Kuman ordusunu yendiler. Bu savaşın sonucunda Altınordu bozkırlarında 5 yüzyıl Tatarların egemenliği görülmüştür.



rusların saldırısı


moğolların karşı atağı

rusların dağılışı


_________________________________________________________________
Kaynak: 1) http://dunyaharptarihi.blogspot.com.tr/
2) vikipedi




24 Nisan 2014 Perşembe

Nogay Hanlığı

Adını, Altın-Ordu Devleti'nin (1223-1502) büyük kumandanlarından Nogay'dan (ölm. 1299) alan ve bu devletin çöküşünden sonra kurulan Nogay Hanlığı, Volga'dan İrtiş'e ve Hazar Denizi'nden Aral gölüne kadar uzanan sahaları içine alıyordu. Merkezi, Yayık nehrinin mansabındaki Saraycık şehri idi.

Ahalisinin esas unsurunu Kazan, Kırım, Astrahan ve Sibir hanlıklarında olduğu gibi, Kıpçak zümresine ait Türk boyları teşkil etmekte olup, bunların içinde Türkleşmiş bir Moğol kabilesi olduğu tahmin edilen Mangıtlar, sivrilmiş durumda idi.

Nogay Ordası Altın Orda yıkıldıktan sonra 14.yüzyılın sonlarında Kafkasya ve Deşt-i Kıpçak bölgesinde Cengiz Han'ın sülalesinden olmayan Moğol Mangıt boyunun önderi Edige tarafından kurulmuştur.

Edige liderliğindeki boyların konfederasyonuna Mangıt dışında Kongirat başta olmak üzere çeşitli boylar katılmaktaydı.
Edige önce Timur'un desteğini alan Cuci ulusunun hanı Toktamış ile mücadele etmiş ancak Toktamış'ın Timur'a karşı meydan okumasından sonra Timur ile işbirliği yaparak Toktamış'ı yenmiştir.
Ancak Edige, Cengiz Han'ın soyundan gelmediği için dönemin töresine göre Han olamamıştır. 1398'de Cuci ulusunun Toka Temür sülalesinden Timur Kutluk'u han olarak seçmiş ve kendisi tarafından emirlerin başına tayin edilmiştir. Edige'nin torunları da "Biy" (Bey) ya da "Emir" ünvanlarını kullanmıştır.
İdil ve Ural Nehirleri arasındaki bölgede hakimiyeti kuran Edige 1419'de öldürülmüş ve konfederasyon Nureddin önderliğinde devam etmiştir. Nureddin Azak Denizi'nden Aral Gölü'ne kadar toprağını genişletmiştir. Bu konfederasyonun desteğiyle Astrahan Hanlığı kurulmuştur.




Kazan ve Astrahan Hanlıklarının Rusya'ya tabi olmasından sonra (1552-1557), Nogay Hanlığı birkaç zümreye ayrılmış, Kafkasya'nın kuzeyindekiler "Küçük Orda", Emba gölü civarında bulunanlarına "Altıkul Ordası" denmiş, İsmail Han'ın idaresinde kalanlar ise "Büyük Nogay Ordası" adı altında birleşmiş ve IV. İvan'ın hakimiyetini tanımışlardır (1555-1557). Yusuf'un sülalesi Yusupov, Urus'un sülalesi Urusov adlı Çarlık Rusyası'nın Dük aileleri olmuştur.

Küçük Orda Nogayları üzerinde Rus nüfuzu, ancak 18. yüzyılın ikinci yarısından sonra başlamış, bunlar Kazaklar tarafından batıya göçmeye zorlanarak "Bucak Ordası", "Yedisan Ordası", "Canıbuyluk Ordası", "Yedikul", "Azak", "Kuban" gibi bölümlere ayrılmış ve Kırım Hanlığı'na tabi olmuşlardır. Bunlardan bir kısmı Kırım Hanlığı'nın askeri gücü olarak kullanılmışlardır. Sonraları mühim bir kısmı, Türkiye'ye göç ederek Anadolu'da iskân edilmişlerdir.

Nogay Ordası Hükümdarları
Edige Bey
1392-1412
Nureddin Batur
1412-1419
Mansur Bey
1419-1427
Gazi Bey
1427-1428
Vakkas Bey
1428-1447
Horazmi Bey
1447-1473
Abbas Bey
1473-1491
Musa Bey
1491-1502
Yağmurçi Bey
1502-1504
Hasan Bey
1504-1508
Şeyh Muhammed Bey
1508-1510
Alçagir Bey
1508-1516
Agiş Bey
1521-1524
Sayid Ahmed Bey
1524-1541
Hacı Muhammed Mirza
1537-1541
Şeyh Mamai Bey
1537-1541
Yusuf Bey
1549-1554
Uras Ali Mirza
1549-1554


Nogaylar

Türk tarihinde Nogay sözüne ilk olarak Altınordu devletinde rastlanır. Nogay Han, üstün kabiliyeti, büyük teşkilatçılığı sayesinde Altınordu devletinin en yüksek
mevkilerine çıkmış; Nogay Han’a tabi Türk toplulukları da onun adını almışlardır.Nogaylar, 13. yüzyıla kadar, Deşt-i Kıpçak’ta ( Kıpçak çölünde ) yarı göçebe hayatı yaşadılar. Birleşik bir hayat süren Nogay Türkleri çeşitli sebeplerden dolayı daha sonra dağıldılar. Bir kısmı mekan değiştirirken, kalabalık bir kısmı diğer Türk boyları arasına karıştılar.



Nogay Türkleri; Hazar bozkırında, Kuzey Kafkasya’da, Kırım’da, İdil-Ural havzasında, Batı Türkistan’da ve Litvanya’da, Dobruca’da, Deliorman bölgesinde ve Türkiye’de yaşamaktadırlar.
1) Hazar Bozkırı Nogayları : Aşağı İtil’in geniş deltasında Astarhan çevresindeki köy ve kasabalarda, Kalmukya’nın güney kesimine düşen Kuma Çayının kuzey yöresinde bulunurlar. Kendi ağızlarını unuttukları için Kazanlı diye de adlandırılırlar. Buradaki başlıca toplulukları “Karaağaçlar ( Karagaş)” ve Kundurlardır.
2) Kuzey Kafkasya Nogayları : Kafkasya’da beş bölgede yer alırlar. Dağıstan’ın Kuma ile Terek akarsuları arasında kendi adlarıyla anılan bozkırda, özellikle Kızılyar
yöresinde, Hasavyurt ve Açıkulak kazalarında kalabalık bir topluluk halinde bulunurlar.
3) Kırım Nogayları : Nogaylar Kırım yarımadasının kuzeyindeki ovalık alan ile dağlık kesimin kuzey eteklerinde, Perekop kasabası çevresinde , kuzeydoğuda Azak denizine
dökülen çaylar (Tolmak, Bedri vb.) boyunda yaşamaktadırlar.
4) İdil-Ural Havzası Nogayları : Burada Tatarlar arasındaki “Nogaylar (Nagaybaklar)”, küçük bir etnik topluluktur. Günümüzde Başkurdistan’da ve Başkurdistan’ın
kuzeydoğu komşusu Çelyabinsk Vilâyetinin Yukarı Ural çevresinde yaşamaktadırlar. Nogaybaklar, Kuzey (Kıpçak) Türkçesinin Başkurt unsurlarının da karıştığı Tatar
ağzıyla konuşurlar. Hıristiyanlığın Ortodoks mezhebindendirler. Başkurdistan’daki Nogaylar, Kuzey Türkçesi’nin Başkurt ağzıyla konuşurlar.
5) Batı Türkistan (Kazakistan) Nogayları : Bu büyük bölgenin Kazaklar arasındaki Nogayları, onların boy düzeninde , Orta ve Kiçi ( Küçük ) cüzlerde bulunurlar. Orta cüzdekiler, şecereye göre , Kongırat kolunun Camanbay’ından gelirler. Buradaki Nogay’dan da Satıbaldı, Tokas, Şahan uruklarının ataları çıkmıştır. Kazakistan’daki Nogay obaları, şimdi Kızılorda tümeninin Canga-Korgan yöresinde yaşamaktadırlar. Hepsi Kuzey Türkçesinin Kazak ağzıyla konuşurlar.
6) Kırgızistan Nogayları : Kırgızlar arasındaki boy düzeninde Ön-Kol’a bağlı Çirik boyunun “Nogay” adlı bir oymağı vardır. Onlar, Kuzey Türkçesi’nin Kırgız ağzıyla konuşurlar.
7) Litvanya Nogayları : Polonya’nın kuzeyinde ve Baltık denizinin doğu yanında yer alan bölgede yaşarlar. Burada yaşayan Nogaylara “Litvanya Tatarlar”ı da denir.
Buradaki Nogaylar sadece dinlerini (İslâm) muhafaza edebilmişlerdir.
8) Romanya Nogayları : Yüzyıllarca önce, Karadeniz’in batı kıyılarına göçmüş bulunan Nogaylar,çağımızda Tuna ırmağı deltasının sağ yöresindeki Dobruca bölgesinde (Köstence ili) dağınık olarak yaşarlar.
9) Bulgaristan Nogayları :Tuna’nın güneyindeki Deliorman bölgesinde, Şumnu (Kolarovgrad) çevresindeki köylerde yaşarlar.
10) Türkiye Nogayları : Son yıllarda Türkiye’ye gelmiş Nogayların çoğu Orta Anadolu’ya yerleştirildiler. Bugün Nogaylar, Ankara’nın Polatlı ve Şereflikoçhisar ilçelerinin bazı köylerinde, Konya’nın Kula ilçesinin bazı köylerinde, İstanbul, Osmaniye, Adana, Çorum, Eskişehir, Bursa, Kütahya, Gaziantep ve Isparta’nın Senirkent ilçesinde yaşamaktadırlar.

Nogay Türklerinin Nüfus Durumu
Azak Doğusu 170.000
Türkiye 150.000
Stavropol 163.000
Dağıstan 147.000
Hazar Bozkırı 135.000
Çeçen-İnguş 125.000
Dobruca 90.000
Karaçay-Çerkez bölgesi 35.000

Bulundukları başlıca şehirler : Rusya Federasyonuna bağlı Astarhan, Terek, Kızılyar, Açıkulak, Perekop, Çelyabinsk; Bulgaristan’ın Şumnu, Dobruca ve Türkiye’nin Ankara -Polatlı, Şereflikoçhisar, Konya-Kulu, İstanbul, Osmaniye, Adana, Çorum, Eskişehir, Bursa, Kütahya, Gaziantep, Isparta-Senirkent şehirlerinde yaşamaktadırlar.

Nogay Han

Altınordu kumandanlarından Nogay, 1259'dan 1299'a kadar, yaklaşık 40 yıl, bu devletin mukadderatına hakim olmuş, ancak, Cengiz sülâle geleneğine saygısı yüzünden tahta geçmediği halde, komşu yabancı devletlerin birçoklarında o, Altın-Ordu hükümdarı gibi kabul edilmiş, elçiler ve hediyeler kabul etmiştir. Elçileri de hükümdar elçisi gibi karşılanmıştır. Aslında o, resmen Don ile Dinyeper arasındaki bölgeleri idare eden bir tümen beyinden başka bir şey değilken, 1259 ve 1296'da Galiçya'da, 1261/63'de Kafkasya seferlerinde kazandığı üstün zaferlerle sivrilmiş ve Karadeniz'in doğu ve kuzeyinde yaşayan boyları Altın-Ordu merkezinden ayıracak şekilde kendi hakimiyeti altında birleştirmiştir. 

Berke Han’ın ve başkumandanı olan Nogay’ın Müslüman olmaları, Şaman olan Hülagu ile olan savaşları kazanmaları, hilafet için alınan bir intikam ve İslamiyet’in zaferi olarak telakki olundu. Bu münasebetle komşu Müslüman ülkelerden, Horasan'dan ve Anadolu'dan İslamiyet’i yaymak için gaziler getirildi. Azerbaycan'dan Erdebil Şeyhi Safiyütdin Erdebil, kendi müritleri ile birlikte Desti Kıpçak’ta ve Kırım’da İslami faaliyetlerde bulundu. Anadolu'dan Sarı Saltuk ismindeki Türk Şeyhi de, 1263 yılında 12000 hane kadar Türkmen ailesi ile birlikte Kırım ve Doğruca’ya yani Nogay’ın bulunduğu yerlere gidip yerleşti ve İslamiyet’in neşri uğrunda çalıştı. Nogay Han o zaman Trakya'da Aynos kalesinde esir olan Selçuklu Sultani İzzeddin Keykavus II’ yi kurtardı. 1265'te resmen Müslüman oldu. Trakya'da birçok Bizans şehir ve kalelerini aldı. Macaristan içlerine akınlar yaptı. Nogay Han’ın maiyetinin çoğu birkaç yıl içinde Müslüman oldu. Sarı Saltuk Nogay Han’ın emriyle Kırım’dan Dobruca'ya gitti. Nogay da 1280'de Yama yakınlarında iki Bulgar kalesine fetih yaptı. Nogay Han ölünceye kadar Rumeli'de (Balkanlar'da) İslamiyet’in yayılması uğruna coşkun akınlar yaptı. Nogay Han 1280–1299 yılları arasında Tuna havzasında, Rumeli’nde ve Kırımda şevkette saltanat sürdü. Nogay kırk yıl süre ile Altınordu Devleti'nde o derece büyük ve önemli bir role sahip olmuştur ki, bu rolün sonucunda olmak üzere Altınordu ile münasebet içinde bulunan belli başlı hemen bütün devletlerin hükümdarları ona han muamelesi yapmışlar, hatta kendisine elçiler göndermişlerdir.

Nogay, Balkanlar'da Bulgar ve Bizans işlerine karışmış ve savaşlarda yenmiş olduğu Bizans İmparatoru Mihail Paleologos'un kızı ile evlenerek, arkasını emniyet altına aldıktan sonra, Rus Knezleri üzerinde de hakim bir duruma gelmiştir. Rus yıllıklarında, ilk olarak 1276'da bahsi geçmiştir. 1288'de Rus Knezleri, Nogay'ın Lehistan'a karşı seferine iştirak etmişlerdir.

Nogay'ın şahsî başarıları büyük olmakla beraber, Altın-Ordu tahtına oturmayıp, devlet içinde devlet gibi hareket etmesi, Altın-Ordu'nun iç savaşlarla sarsılarak zayıf düşmesine sebep olmuştur. Diğer hükümdarlar gibi, 1291'de yine Nogay'ın himayesinde Altın-Ordu tahtına geçen Tokta, sonra ona karşı cephe almış, bu duruma son vermek maksadıyla, uzun süren bir mücadeleye girişmiş ve neticede Nogay Han 1299 yılında Mecusi Altınordu Hükümdarı Tokta Han'la yaptığı savaşta bir Rus eri tarafından şehit edilmiştir. Tokta Han da bu Rus erin idam ederek cezalandırmıştır. Nogay’ın ölümünden sonra Balkanlarda Müslüman hâkimiyeti ve dervişlerin faaliyeti sekteye uğradı. Bizanslılar birçok yerlerini Tokta’nın oğullarından geri aldılar. Müslümanların çoğu Bizans yoluyla Anadolu'ya geçti. 

Nogay idaresinde toplanan boylar, onun ölümünden 99 yıl sonra bu ad ile tanınmışlar ve Altın-Ordu'nun parçalanması üzerine "Nogay Hanlığı" ismi altında, ayrı bir devlet meydana gelmiştir.


_________________________________________________________________
Kaynak : 1) Prof. Dr. Zeki Velidi TOGAN, Umumi Türk Tarihine Giriş, İstanbul- 1981 s. 268–270 [2] Prof. Dr. Zeki Velidi TOGAN
2) Vikipedi
3)

23 Nisan 2014 Çarşamba

Karaylar

Tıpkı Hz. Muhammed’e inen ilk ayetin ilk kelimesi “ikra” gibi ya da Kutsal kitap “Kur’an” kelimesi gibi İbranice’de “okumacı” ya da “kitapçı” manasına gelen Karaylar, daha çok Kırım’da yaşayan Tatarca konuşan Yahudi Türklerdir. Sadece yazılı Tora'yı, Eski Ahit'i otorite kabul ettiklerini ve genel Yahudi kitlenin benimsedikleri diğer Tevrat yorumlarını gözönüne almadıklarını ima eden bir ifade olduğu da söylenmiştir. Karay, Kara'ya mensup olan demektir ve sonundaki Arapça aidiyet eki "i" Türkçe ses uyumuna göre düşüp "y" olmuştur. Karaylar, İbranice'de çoğul takısı "im" getirilerek Karaim şeklinde telaffuz edilir.

Bir diğer görüşe göre 10. yüzyılda Bizans'tan sürgün olarak Hazar ülkesine sürgüne giden ve Museviliğin Karai mezhebine bağlı olan insanlar, Hazar Devleti sınırları içinde kalan Kırım topraklarına yerleştirildiler. Hazar hakanının Musevi inancını kabul etmesiyle, Karai mezhebi, Kırım'da yaşayan Türkler arasında da yayılmaya başladı. Bu inancı kabul eden Türk toplulukları, ilerleyen yıllarda 'Karaim' adıyla anılmaya başlandılar

Kökenlerinin Türklerin Hazar boyuna dayandığı düşünülen Karaylar'ın bugün en kalabalık yaşadıkları ülke olan Litvanya’daki geçmişleri 14. yüzyılın sonlarına dayanır.

1397 ile 1398 yıllarında Karadeniz kıyılarına giden Büyük Litvanya dükü Vytautas (Litvanyaca: Vytautas Didysis; Latince: Alexander Vitoldus; Lehçe: Witold), buradan ülkesine Müslüman ve Musevi Kırım Tatarı göçmenlerle döndü. Çoğunluğu müslüman olan bu göçmenlerin arasında bulunan 380 Musevi, Karay ailesinden 300 kişi Vytautas’in Trakai’deki sarayına yerleştirildi. Litvanya’daki Karaylar’ın sayısı zamanla artarak 5 000 kişiyi buldu. Karay'lar saraya giden yol boyunca ağaçtan yapılmış ahşap evlerde yaşarlar, dini ayinlerini Knessa denilen sinagoglarda yaparlar.

Bugün Litvanya’da yaşayan Karaylar’ın sayısı yıllar içinde kuşaktan kuşağa azalarak Litvanya’ya gelişlerinin 600. yılının kutlandığı yıl olan 1997’deki sayıma göre 257’ye düşmüştür. Bunlardan 138’i başkent Vilnius’da, 65’i Trakai’de(okunuşu Trakei), gerisi de daha az sayılarda ülkenin öteki bölgelerinde yaşarlar.

Karayların konuştuğu dil Kıpçak Türkçesi grubuna dâhildir. Karay kültüründeki Kıpçak Türk karakteri Güney Rusya'da Kıpçak stepleri denilen bölgede yaşayan Karayların atalarının Türkçe konuşan diğer halklarla karışmış olabileceğini akla getirmektedir.
Karay dilinin, Karaçay, Kırım Tatarcası, Nogay gibi öteki Kıpçak Türkçe lehçeleri ile birçok ortak özelliği vardir. Bu lehçeleri konuşan topluluklar dil dışında ortak gelenekler, öyküler, masallar, koşuklar, yemek adları gibi özellikleri de paylaşırlar.
Karaylar ibadetlerinde Karay Türkçesi konuşurlar. Karay Türkçesinin Troki (Trakay), Kırım ve Haliç-Lutsk şeklinde üç ağzı bulunmaktadır.
Karay dili kaybolma tehlikesiyle karşı karşıya olan dillerden biridir. Karayca konuşanların sayısı ise 5000 kişiden az kalmıştır.

20'nci yüzyılda hâlâ Litvanya`da Trakai ve Panevėžys bölgelerinde, Ukrayna`nın Luck ve Halicz bölgelerinde ve Kırım`da bu dili konuşanlar vardır. Türkiye ve İsrail'de hâlâ bu lehçeyi konuşanlara rastlamak mümkündür.

Bizans ile Hazar Türkleri arasındaki yakın ilişki sebebiyle Anadolu'da Karaylar uzun bir tarihi dönemden beri yaşamaktadırlar. Bu ilişki Osmanlı döneminde de devam etmiş ve Anadolu'da 80'e yakın Karay cemaati yaşamaya başlamıştır. Fatih'in İstanbul'u fethinden sonra önde gelen Karay cemaatlerinin merkezi İstanbul haline gelmiştir. İstanbul'daki en uzun ömürlü Karay cemaati Hasköy'de yaşamıştır. İstanbul'daki "Karaköy" semtinin adının bile "Karay köy"den geldiği ifade edilmektedir. Çıksalın'da Seferad mezarlığının yanında bir duvarla ayrılmış Karay mezarlığı bulunmaktadır. İstanbul'da hala Hasköy semtinde faaliyette olan Karay Sinagogunun 1000 yıla yakın bir tarihi vardır. İstanbul'daki Karaylar genelde kendi aralarında Bizans-Rumcası(Antik Yunanca), Latince, Kırım Karaycası ve İbranice karışık Karaitika adını verdikleri Judeo-Yevanit(Yunanca) bir dilde konuşurlar.

Bugün, ABD ve Avrupa'nın çeşitli ülkeleri, Türkiye, İsrail ve eski Sovyet coğrafyasında olmak üzere bütün dünyada 50.000'in üzerinde Karaylı Türk yaşamaktadır. Kırım'ın Kezlev (Gözleve-Yevpatoriya) kasabasında 700 kadar yaşayan Karaylar çoğunluktadırlar. Kırım'ın Bağçasaray, Simferopol (Aqmescit), Sivastopol (Aqyar), Kefe (Feodosiya), Aqqerman (Odessa) şehirlerinde de aktif Karay Cemaatleri bulunmaktadır. Kırım'ın Bağçasaray Şehrinde Karaylara ait Kültürel bir yaz kampı da mevcuttur. Kırım'ın Bahçesaray şehrinde Karaylara ait Hazarlar dönemine ait bir kale bulunur adı Mangup Qale-Çufut Qaledir. Kırım Karaycasında Çufut çift manasına gelir. Kırım'ın Bağçasaray Şehirinde Karaylara ait bin yıllık bir mezarlık bulunmaktadır bu mezarlığın adı Balta Tiymez'dir. Bu mezarlık tüm Avrupanın en eski Türk ve Musevi Mezarlığı olarak kabul edilmektedir. Mezarlıkta Baştaşları genel olarak Kırım Karaycasında yazılmıştır. Kırım'da çok anıtları bulunan Karaylar Polonya'da Litvanya yakınlarında 50, Krakovi (Krakow)'de 650 Karay yaşamaktadırlar. Litvanya'da ise Vilinius'ta 1380, Trakay (Troki)'da 650 ve Diğerki bölgelerde 50 karay yaşar. Rusya'da Dağıstan'da ise azınlıkta olan Karay milleti, İsrail'de ise 25000 civarındadır. İsrail'in çoğunlukla Ramle, Ofakim, Aşdod, Beer Şeva, Yeruşalayim, Holon şehirlerinde yaşamaktadırlar. Ramle şehrinde Karaylar'a ait büyük bir kültür merkezi mevcuttur. İsrail Karay Hahambaşılığı ise Ofakim şehirindedir. 2012 yılında seçilen Karay Hahambaşı Roş Haham Moşe Firuz, Cemaat Başkanı Neria HaRoedir. Rus Karaim Hahambaşısı Gerşom Ha Kohen Kıprısçı ise İsrael'in Hevron şehrinde yaşamaktadır. Karaylar yıllardır Kırımçaklarla yaşamışlardır, Kırımçaklar köken olarak Karaydırlar ama zamanında Sefarad Rabbanların etkisiyle Rabbani Mezhebine geçiş yapmışlardır ve sonradan savaşlar nedeniyle çoğu Karay, Kırımçaklarla ayrılmıştır.

Kırımçaklar

Kırım’da yaşayan Kırımçaklar, Hazar imparatorluğunu kuran Hunların hazar kolunun bakiyeleri olarak bilinirler SSCB‟de 1989 yılında yapılan nüfus sayımına göre sayıları 1448‟dir. 604 Kırımçak Kırım yarım adasında yaşamaktadır. Ukrayna‟daki Kırımçaklar Türk asıllı Küçük bir grup olarak kabul edilir. Kırımçaklar, Simferopol (Akmescid), Akyar, (Sivastopol), Kefe (Feodosya)‟da yaşarlar[1]

Kırımçakların önemli sorunlarının başında köken ve etnik durumları gelmektedir. Kırımçakların kökeniyle ilgili olarak onları etnik olarak Yahudi sayan (Garkavi ve Hvolson) ve Yahudilerden farklı bir kültüre sahip olduğunu savunan (Lakup) başlıca iki görüş vardır [2] Büyük Sovyet Ansiklopedisi Kırımçakların kökeni olarak iki kaynak göstermektedir: Türk ve Ceneviz. Resmi politika gereği olacak ki bu kaynakta Kırımçaklar Türk Dilli Ceneviz asıllı Yahudiler olarak tanımlanmaktadırlar. Hatta ilave olarak onların artık Rus dilli olduğu da vurgulanmaktadır[3] Onların Kırım‟a geliş ve orada ortaya çıkışlarını 1492‟de Portekiz ve İspanya‟dan kovulan Yahudiler olarak kabul eden görüşten başka bir görüşe göre Kırımçaklar VI-VIII asırlarda oluşan Kırım‟ın en eski ahalisidir. Bir başka görüşe göre ise Kırımçaklar Musevi dinli Türkler olup Hazarlar daha Hunlular ile birlikte iken mevcuttular ve bugün de Hazarların bakiyeleri olarak devam etmektedirler.[1]

Efsaneye göre İshak adlı Yahudi biri Kırıma gelir ve yerleşir. Kendinden sonra onun nesline Kırımishak denilmeye başlanır. Kırımçaklar hala İshak adını (İsaak/Isaak) şeklinde kullanıyorlar. Kefe‟de bulunan yazmaların arasında 1520 yılına ait Kefe Yahudi cemiyetine İshak adı verilmişti.

Kırımçakların, bir zamanlar nüfusları kalabalıkken, Alman işgalinde kıyıma uğramış, bugün sayıları oldukça azdır.[4] Karaylar'ın aksine Kırımçaklar Naziler'in zulmüne uğradılar. Nüfusunun %75'i olan 6.000 Kırımçak Naziler tarafından öldürüldü. Sovyet hâkimiyetinin geri dönmesiyle yanlışlıkla Kırım Tatarları ile birlikte Orta Asya'ya sürüldüler. 2000 yılındaki verilere göre eski Sovyetler Birliği'nde yaşayan 2.500 Kırımçak'ın yarısı Ukrayna geri kalanları ise Gürcistan, Rusya ve Özbekistan'da yaşamaktadır. ABD ve İsrail'de yaşayan Kırımçaklar ise kültürlerine bağlı kalmak için çaba göstermektedirler.[5] 

Kırımçaklar dil, adet, gelenek, görenek, kıyafet ve yaşayış açısından Türklere benzerler. Bunlardan başka Kırımçakların inançlarında Türk unsurları ile karşılaşmak mümkündür. Örneğin dini metinlerde ve ibadetlerde ilahın adı "Tengri" olarak kullanılmaktadır.[6]


[1] KÖK Abdullah: Türk Dini Tarihine Katkı “Kırımçakça Bir Dua” Üzerine
[2]Altınkaynak Erdoğan, 2006, 2
[3] Balşaya Sovetskaya Ansiklopediya, XIII, Moskova 1973.
[4] İnternet, http://kirimchak-karaim.blogspot.com.tr/2011/11/krmcaklar.html
[5] Vikipedi
[6] SEL Ünver, Kırımçaklar kimdir ?

kozaklar

Farklı dillere göre Kozak, Kosak, Cossack, Kossak, Kazak, Rus Kazakları olarak da adlandırılırlar Ukrayna ve Güney Rusya yerli halklarının karışımı ile 15. yüzyıl dolaylarında Don ve Dinyeper nehirleri civarında ortaya çıkan etnik topluluk. Güney Rusya akıncılarına verilen ad. Kazakların bugün Kazakistan'da yaşayan Türk topluluğuyla bir alakaları yoktur. Günümüz Türkçesinde daha çok "evde sözünü geçiren erkek" manasında kullanılan "Kazak" kelimesi Kıpçak lehçesinden Türkiye Türkçesine geçmiş. Başıboş, bekar, akıncı, çapulcu manasındadır. Tolstoy'un aynı adlı eserine de konu olanKazaklar Rus ordularında özellikle sınır bölgelerin korunması gibi görevlerde kullanılmışlardır. Rusların Orta Asya ve Sibirya'yı ele geçirmelerinde bu savaşçı topluluğun payı çok büyüktür. Günümüzde Ukrayna Halkının asli unsurunu teşkil eder.

şehname Osmanlı ile Kozaklar cenk halinde

mamay

Imperial Russian Cossacks (left) in Paris in 1814




Kırım Hanları Listesi

Dönem
Adı
Bilgi
1427 ya da 1441-1456
I. Hacı Giray
birinci saltanat
1456
Hayder

1456-1466
I. Hacı Giray
ikinci saltanat
1466-1467
Nur Devlet
birinci saltanat
1467
I. Mengli Giray
birinci saltanat
1467-1469
Nur Devlet
ikinci saltanat
1469-1475
I. Mengli Giray
ikinci saltanat
1475-1476
Nur Devlet
üçüncü saltanat
1476-1478
Hanedanlığın gücü bulunmuyordu

1478-1515
I. Mengli Giray
üçüncü saltanat
1515-1523
I. Mehmed Giray

1523-1524
I. Gazi Giray

1524-1532
I. Saadet Giray

1532
I. İslam Giray

1532-1551
I. Sahib Giray

1551-1577
I. Devlet Giray

1577-1584
II. Mehmed Giray

1584
II. Saadet Giray

1584-1588
II. İslam Giray

1588-1596
II. Gazi Giray
birinci saltanat
1596
I . Fetih Giray

1596-1607
II. Gazi Giray
ikinci saltanat
1607-[608
Тoktamış Giray

1608-1610
I. Selamet Giray

1610-1623
Canibek Giray
birinci saltanat
1623-1628
III. Mehmed Giray
*
1628-1635
Canibek Giray
ikinci saltanat
1635-1637
İnayet Giray

1637-1641
I. Bahadır Giray

1641-1644
IV. Mehmed Giray
birinci saltanat
1644-1654
III. İslam Giray

1654-1666
IV. Mehmed Giray
ikinci saltanat
1666-1671
Adil Giray

1671-1678
I. Selim Giray
birinci saltanat
1678-1683
Murad Giray

1683-1684
II. Hacı Giray

1684-1691
I. Selim Giray
ikinci saltanat
1691
III. Saadet Giray

1691-1692
Sefa Giray

1692-1699
I. Selim Giray
üçüncü saltanat
1699-1702
II. Devlet Giray
birinci saltanat
1702-1704
I. Selim Giray
dördüncü saltanat
1704-1707
III. Gazi Giray

1707-1708
I. Kaplan Giray
birinci saltanat
1709-1713]
II. Devlet Giray
ikinci saltanat
1713-1715
I. Kaplan Giray
ikinci saltanat
1716-1717
III. Devlet Giray

1717-1724
IV. Saadet Giray

1724-1730
II. Mengli Giray
birinci saltanat
1730-1736
I. Kaplan Giray
üçüncü saltanat
1736-1737
II. Fetih Giray

1737-1740
II. Megli Giray
ikinci saltanat
1740-1743
II. Selamet Giray

1743-1748
II. Selim Giray

1748-1756
Arslan Giray
birinci saltanat
1756-1758
Halim Giray

1758-1764
Kırım Giray
birinci saltanat
1765-1767
III. Selim Giray
birinci saltanat
1767
Arslan Giray
ikinci saltanat
1767-1768
Maksud Giray

1768-1769
Kırım Giray
ikinci saltanat
1769-1770
IV. Devlet Giray
birinci saltanat
1770
II. Kaplan Giray

1770-1771
III. Selim Giray
ikinci saltanat
1771-1775
II. Sahib Giray
*
1775-1777
IV. Devlet Giray
ikinci saltanat
1777-1782
Şahin Giray
birinci saltanat
1782
II. Bahadır Giray

1782-1783
Şahin Giray
ikinci saltanat
* Canibek Giray'ın 1624 ve Maksud Giray'ın 1771-1772 saltanatları listede yer almamaktadır. Bu hanlar Osmanlı sultanı tarafından resmi olarak atanmış olmalarına rağmen tahtta yer alıp Kırım Hanlığı'nı yönetmemişlerdir. Bu dönemlerde Kırım'ı III. Mehmed Giray ve II. Sahib Giray yönetmişlerdir.
Bilgi: Bazı kaynaklarda söz edilen Şahbaz Giray (1787-1789) veBaht Giray (1789-1792), 1783 yılında Rusya tarafından egemenlik altına alınan Kırım Hanlığı'nı yönetmedikleri için listeye alınmamışlardır.