kitap

e-kitap:

Kültür Bakanlığı: Kırım Türk - Tatar Edebiyatı 13. Cilt



_________________________________________________________________


Türkiye'deki Kırım Tatar ve Nogay Köy Yerleşimleri:

Yazar: Hakan Kırımlı
Kırım Hanlığı'nın halkı olan Kırım Tatarları ve Nogaylar, Osmanlı Devleti'ne ve Türkiye Cumhuriyeti'ne göç eden en kalabalık topluluklardandır. Yüz binlerce Kırım Tatarı'nın ve Nogay'ın göçü, Osmanlı Devleti ve onun halefi Türkiye Cumhuriyeti'nin demografik yapısında hayatî değişikliklere yol açtı. Konunun önemine rağmen, Türkiye'ye Kırım Tatar ve Nogay göçlerinin hikâyesi, göçmenlerin ve onların ahfadının yerleştikleri yerlerdeki serencamı hususunda günümüze kadar pek az şey yazıldı. Özellikle, Kırım Tatarlarının ve Nogayların Türkiye'deki dağılımları, yaşayışları, koruyabildikleri ölçüde otantik dil ve kültürleri, birbirleriyle ve diğer toplumlarla ilişkileri gibi konular akademik seviyede yeterince işlenmedi.

Osmanlı Devleti ve Türkiye Cumhuriyeti'nde, Kırım Tatar ve Nogay muhacirler büyük ölçüde köylere iskân edildiler. Öte yandan, şehir ve kasabalara da muhacirler yerleştirildiği gibi, köylere iskân edilenlerin veya onların soyundan gelenlerin pek çoğu da zaman içinde şehirlere taşındı. Hakan Kırımlı'nın tüm Türkiye coğrafyasını kapsayan elinizdeki çalışması, Kırım Tatarlarının ve Nogayların yaşamış oldukları köyleri, bu toplulukların geçmişteki ve bugünkü dağılımını ortaya koyuyor. Kırım Tatarlarının ve Nogayların günümüz Türkiye'sinde yaşadığı köylerin hangileri olduğunu belirleyen Kırımlı, neredeyse bütün Türkiye coğrafyasına yayılmış olan bu köylerin genel yapısını ve özelliklerini inceliyor. Çalışmanın ilk kısmında, hangi toplulukların Kırım Tatarı veya Nogay olarak adlandırılması gerektiği sorunu ile genel olarak göç ve iskân süreci ele alınıyor. Kitabın ikinci kısmında ise bahsedilen köylerin tarihî, etnografik, kültürel ve sosyal profilleri müstakil olarak sunuluyor.(Arka Kapak)

____________________________________________________________________________________________________________
Türkiye'de Osmanlı Devleti Tarihi adlı hacimli eseriyle tanınan Joseph von Hammer-Purgstall'ın Kırım Hanlığı Tarihi adıyla çevirdiğimiz bu eserinin orijinal ismi "Türkçe Kaynaklara Göre Osmanlı Hakimiyeti Altındaki Kırım Hanlığı Tarihi, Şahin Giray'ın Bir Gazeli Ekiyle Birlikte" (Geschichte der Chane der Krim unter Osmanischer Herrschaft aus Türkischen Quellen, Zusammengetragen mit der Zugabe einen Gasels Schaingerai's) şeklindedir. 

Zengin bir kaynakçaya sahip olan eserde yazar, Osmanlıca birçok elyazma eser, resmi yazı, kanunname ve tezkirelerin yanı sıra Osmanlı Devleti tarihiyle ilgili birçok eserden de yararlanmıştır. Bu yönüyle Osmanlı tarihine meraklı olanları da ilgilendiriyor. Özellikle Osmanlı Devleti ile Kırım Hanlığı ilişkilerini ele almış olması kitaba bir özellik katıyor.
(Tanıtım Bülteninden)

____________________________________________________________________________________________________________



Ruslara göre Kırım kesinlikle bir sömürge değil, aksine eski çağlardan beri Rus toprağıdır ve dolayısıyla Rusların oraya gelişi bir istila değil, atalarına ait olan toprakların istirdatıdır.
Cesetlerin köy ve kasaba sokaklarında tepeleme yığıldığı 1931-1933'iin korkunç kıtlık yıllarında yabancı vapurlar Kırım limanlarında ara vermeksizin altın gibi buğday yokluyorlar, borularla tankerlere şıra doldumyorlardı. Korkunç kıtlık geride kalan herkesi biçti. Kendi mahsulünden mahrum bırakılan Kırım Türklerine bu bölgeye mahsus yiyecek maddesi .sokulmuyor, insanların sokaklarda köpek gibi açlıktan ölmesi zevkle seyrediliyordu. Çünkü onlar insan değildi..
Ruslara göre Kazaklar, Kırgızlar, Tatarlar Cengiz'in ve Timur'un torunlarıydılar ve Amerika'da Kızılderililere nasıl muamele edilmişse, onlara da öyle muamele edilmeliydi. Ya peki Naziler? Onlar da Reich'a katıldıktan sonra Kırım'da Tatarlara yer olmadığı kanaatindeydiler. İlk ırkçı Nazi teorisine göre "Moğol, Tatar ve Kırgız aşağı ırkla eşdeğer kelimelerdi ve Rusya'nın Asyalaşması ırkî saflığını yok etmişti." 1943'lerde bile Almanya'da gösterilmek üzere yapılmış bir propaganda filminde Almanlar Kırım'da yerlerini "daha asil bir ırkın alacağı" "Tatar tiplerden ve Asyalı geri kalmışlıktan" bahsediyorlardı. Hitler, 16 Temmuz 1914'de "Kırım'ın bütün yabancıların sürüleceği veya tahliye edileceği saf bir Alman kolonisi olacağına" karar vermişti.
____________________________________________________________________________________________________________



Dünyanın görmediği zulüm Kırım Türkleri, asırlar boyunca yaşadıkları vatanın stratejik öneme sahip olmasından dolayı sürekli olarak Rusların baskısı altında kalmışlardır. Osmanlı İmparatorluğunun Karadenizin kuzeyinden çekilme mecburiyeti bölge için sonun başlangıcı olmuştur...

Fatih Sultan Mehmet zamanında Osmanlı himayesine giren Kırım Tatar Hanlığı, Karadeniz siyaseti çerçevesinde hep bir güvenlik unsuru olagelmiştir. 

Ancak 1774 tarihli Küçük Kaynarca Anlaşmasıyla, Kırımın Osmanlı himayesinden çıkışı sonrasında 1783te Rusya tarafından ilhakı, Kırım Türklerinin hayatında, günümüze kadar sürüp gelen çok dramatik ağır olayların yaşanmasına sebep olmuştur. 

134 yıl boyunca Rus Çarlığı tarafından yok edilmeye çalışılan Kırım Türkleri, 1917 yılındaki Sovyet Devriminden sonra aksine vaadlere rağmen daha beter imha hareketlerine maruz kalmış, tarihin büyük kan dökücülerinden Stalin, 1944 senesinde Türkleri yerlerinden, yurtlarından kazıyarak, hayvan vagonlarında Sibiryalara, Rusya içlerine sürmüştür. O zoraki göçlerde birçok muhacirin yollarda öldüğünü söylemeye gerek yok. Fakat dünya, Ermenilere dair her iddiaya kulak kabartırken bu insanlara yapılan zulmü hiçbir zaman görmemiştir.
İşte bu eser, Sovyetler Birliği döneminde Kırım Tatar Türklerinin maruz kaldığı kitlesel sürgün hareketini işlemektedir.

Bir halkın tamamen kendi dallarına tutunarak, sırtını kimseye dayamadan, her sene 18 Mayıs gününü soykırım günü ilan edelim diye uluslararası arenada ağlamadan, kan akıtmadan, kana bulaşmadan, onur ve vakarla verdiği varoluş ve vatana dönüş mücadelesini anlatmaktadır.

____________________________________________________________________________________________________________


Kırımlı Murat Destanı 

Kırımın kaderi bu: Güneş her akşam hüzünle terk eder Kırımı. Her sabah acı bir günün üstüne doğar... Kırımlı Murat Destanı, Karasupazarın en heyecanlı ve en cesur delikanlısı Muratın ve Kırım Halkının bağımsızlıkları için verdikleri destansı mücadele...
Yayınevi: Genç Timaş
_____________________________________________________________________________________________




____________________________________________________________________________________________________________




Geleneksel Kırım-Türk Yemekleri 

... Türk kültürünün bir parçası olan Kırım Türklerinin mutfağını bir parça olsun tanıtmayı amaçlayan bu çalışmamız bir derlemenin ürünüdür. Kırımdan değişik yollar üzerinden ve değişik tarihlerde Anadoluya gelip yerleşmiş Kırımlılar arasında bilinen, yapılan yemekler daha fazla yer almıştır. Ancak unutulmuş veya unutulmaya yüz tutmuş birkaç yemek ve yemek tariflerine de yer verilmiştir ki tamamen bunların tespiti düşünüldüğü içindir.

Kırım yemeklerini tanıtmayı amaçladığımız bu çalışmada, diğer Türk boylarında az bilinen veya bilinmeyen, değişik olan yemek çeşitlerinin tarifleri daha çok tercih edilmiştir. Ayrıca yemeklerin tarifinde profesyonelce bir yaklaşım yerine bazı yemeklerin özelliklerinin anlatım yolu seçilmiştir...


Yayınevi: Siyasal Yayınları


_____________________________________________________________________________________________


Kırımda İlk Ezanlar (Yurt Dışı Hatıraları 12) 

1944 yılında Kırım ı kendilerine bin yıldır vatan edinmiş insanlar evlerinden barklarından zorla çıkarılıp Sovyetlerin uçsuz bucaksız diyarlarına sürüldüler. Eski Sovyetler Birliğinde başlayan yeni dönemle, Kırım Türklerinin uğradığı bu zulüm dosyası da ele alınarak insanların yeniden vatanlarına dönmelerine izin verildi. Kısa zamanda Sovyetlerin dört bir yanına dağılmış Kırımlılar bulundukları yerlerdeki kurulu düzenlerini bozarak öz yurtlarına koştular. Abdürrahim Dede topraklarından sürülmüş parçalanmış vatansız bırakılmış bu insanların kaybettikleri değerlere yeniden kavuşma mücadelesinin ilk yıllarını anlatıyor kitabında.
____________________________________________________________________________________________

Kırım, Ey Güzel Kırım 

Karadenizin kuzeyi, Ukraynanın güneyinde bulunan Kırım yarımadası, hem Türk Dünyası ve aynı zamanda Avrasya kıtasının merkezinde yer alan stratejik bir ülkedir.
Uzun asırlar boyunca Tatar Türklerinin yurdu olan Kırım 1944 senesinde tarihin ender gördüğü bir facia yaşamış ve kanlı, kızıl diktatör Stalinin kararı ile bütün Kırım Türkleri evlerinden koparılarak Orta Asya stepleri ve Sibiryaya sürgün edilmişlerdir. Sürgün süresinde ve hemen sonrasında Kırımlı soydaşlarımız büyük nüfus kaybına uğramışlardır.
Stalinin ölümü ve Sovyetler Birliğinde rejim şartlarının değişmesini takiben 1990lara doğru Kırımlı kardeşlerimiz öz yurtlarına dönmeye başlamışlardır.

Elinizdeki kitap Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaşın başkanlığındaki heyetin 1991lerin başındaki ziyareti ile 2012 yılındaki en son ziyaretinin gözlemlerini, anılarını içeriyor. 

İki gezi arasında geçen yirmi iki yılda değişenleri değerlendirmişler.

Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş, 1991i kapsayan ilk bölümü; 2012 ziyaretini ise Mehmet Akif Ersoy Fikir ve Sanat Vakfı Başkanı Mehmet Cemal Çiftçigüzeli kaleme almıştır. Bu kitapta ayrıca, Zafer Karatayın Kırımın kısa tarihçesi ve bugüne ait aydınlatıcı yazısını da bulacaksınız.
_____________________________________________________________________________________________


Yayınevi: İrfan Yayıncılık
_____________________________________________________________________________________________




_____________________________________________________________________________________________











Hiç yorum yok:

Yorum Gönder