Mir Kasım
Osmanov
Kırım
Türkleri’nin tamamının 1944’te Orta Asya’ya sürgün edilmeden önce de 18-19.
asırlarda da Kırımdan Anadolu’ya önemli göçler olmuştur.
Bilindiği
üzere, 1783 yılında Kırım Hanlığı Rusya İmparatorluğu tarafından istilâ edildi
ve bu ülkenin yerli halkı olan Kırım Tatarları üzerinde baskılar uygulanmaya
başlandı.
O
döneme kadar iç krizlere ve türlü şekildeki belâlara maruz kalan Kırımlılar,
başlarına gelen baskı ve zulümlere (anavatanlarından sürülmeye, mülklerinin
ellerinden alınmasına ve muhtelif baskılara) dayanamayarak Osmanlı İmparatorluğu'na kitleler halinde göç etmeye, daha
doğrusu kaçmaya mecbur kaldılar.
Bu
süreç uzun müddet devam etti. Meşhur şarkiyatçı “Alexandre Bennigsen” şu
bilgileri vermektedir:
-1784
- 1787 yılları arasında sekiz binden fazla kişi Türkiye'ye sığındı;
-1792
yılından sonra 300 bine yakın Kırım Tatarı, bilhassa göçebe Nogaylar,
vatanlarını terk ederek Türkiye'ye göç ettiler, yerlerine Rus sömürgecileri
yerleştirildi;
-1812
yılında Rus-Türk Savaşı neticesinde Orkapı ardındaki Nogay ordası tamamıyla
Türkiye'ye göçtü;
-1860
-1863 yıllarında Rus baskılarından korkarak 200 bin civarında Kırım Tatarı
göçmeye mecbur kaldı;
-1874
-1875 yıllarında yine 8 binden ziyâde insan daha Kırım'ı terk etti; tedricî
göçler ve anavatandan kaçışlar bu tarihten sonra da devam etti.
Kısacası,
ortalama yüz yıl boyunca durmaksızın devam eden hicret âfeti neticesinde Kırım
yarımadasında ancak 188 bin kadar Kırım Tatarı kaldı. 1897 nüfus sayımı
sonuçlarına göre Kırım'ın tamamında nüfus 525 bin olarak hesaplanıyordu. Bu
durumda bütün ahalinin sadece üçte bir gibi bir kısmını yerli halk teşkil
ederken, kalan kısmını işgal ve sömürü süreci sonucunda sonradan gelenler
oluşturmaktaydı.
Böylece,
en iyi topraklardan sürülmüş, ve başka iktisadî zorlamalardan duçar olmuş olan
Kırımlılar ekonomik açıdan tükendiler, fakirleştiler ve türlü sosyal dertlere
maruz kaldılar.
Meselâ,
1913 yılında askerliğe çağrılacak Kırım Tatar gençlerinin yüzde doksanlık
kısmında verem tespit edildiği açıklanacaktı (Bu hastalığın halkın sürekli
ezilmesi neticesinde yayıldığı şüphesizdir). Bu durum Kırım Tatarlarının
tamamen yok olmaya mahkûm olduklarını gösteriyordu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder